
Uzun yıllardır sağlıklı yaşamın “altın kuralı” olarak kabul edilen günlük 10 bin adım hedefi, Sidney Üniversitesi’nin yeni araştırmasıyla sorgulanıyor.

The Lancet Public Health dergisinde yayımlanan geniş çaplı çalışmaya göre, günde yaklaşık 7 bin adım atmak erken ölüm riskini yüzde 47 oranında azaltıyor ve 10 bin adımla benzer sağlık yararları sağlıyor.Halk arasında yaygın şekilde benimsenen 10 bin adım hedefi, birçok fitness cihazının da varsayılan ayarı. Ancak araştırma, bu sayının sanıldığı kadar sihirli olmadığını ortaya koyuyor. Araştırmayı yürüten Sidney Üniversitesi Halk Sağlığı Okulu’ndan Prof. Dr. Melody Ding ve ekibi, farklı adım düzeylerinin kardiyovasküler hastalık, kanser, tip 2 diyabet, bunama ve depresyon üzerindeki etkilerini analiz etti.

Dünya genelinde 10'dan fazla ülkede yapılan 57 farklı çalışmanın verileriyle yürütülen bu analiz, 2014 ile 2025 yılları arasındaki dönemi kapsıyor. Elde edilen bulgular, günlük 7 bin adımın erken ölüm riskini neredeyse yarı yarıya azalttığını ve bu seviyedeki adım sayısının, daha yüksek seviyelerle kıyaslandığında marjinal fayda farkları taşıdığını gösteriyor.Prof. Dr. Ding, araştırmanın özellikle yoğun iş temposu ya da sağlık sorunları nedeniyle yüksek adım sayılarına ulaşamayan bireyler için cesaret verici olduğunu belirtiyor. “Günde 7000 adım ulaşılabilir bir hedef. Bu seviyeye gelmek kardiyovasküler hastalık, bunama ve depresif semptomlar dahil sekiz farklı sağlık sonucunu ciddi biçimde iyileştiriyor,” diyen Ding, daha az adım atanlar için bile küçük artışların büyük fark yaratabileceğini vurguluyor.

Araştırmaya göre, adım sayısındaki her bin birimlik artış, 7 bin adıma kadar sağlık yararlarını artırırken, bu seviyeden sonra kazanımlar sınırlı hale geliyor. Örneğin

Araştırmanın baş analisti Dr. Katherine Owen ise “Günde 10.000 adım hâlâ aktif bireyler için iyi bir hedef olabilir. Ancak 7.000 adım sonrası birçok sağlık göstergesi açısından kazanımlar sınırlı kalıyor,” dedi.

Prof. Dr. Ding, çalışmanın genel mesajını şöyle özetliyor: “Bu araştırma, mükemmel olma baskısını değil, ilerleme sağlama yaklaşımını teşvik ediyor. Günlük hayattaki küçük hareket artışları dahi sağlık üzerinde büyük etki yaratabilir.”

Yeni bulgular, bireylerin kendi sağlık hedeflerini belirlerken yalnızca popüler hedeflere değil, bilimsel verilerle desteklenen gerçekçi seviyelere de odaklanmaları gerektiğini gösteriyor.