
Şevval Sam, Radyo D’de konuk olduğu programda geçmişten günümüze müzik kariyerindeki dönüm noktalarını paylaştı.
Yeni şarkısı “Kaçamazsın” hakkında konuşan Sam, “Rumen bir halk şarkısı, eski bir şarkı. Arada böyle keşifler yaşıyorum. Her tür dilde şarkı söylemeyi seviyorum. Müzikle paralel hayatı keşfetmeyi seçtiğim için farklı sesler bana ilginç geliyor. Geçen sene Temmuz ayında bir yerden başladım. Dijitaller rastgele bazı şarkıları sıralıyor, daha fazla farklı şarkılara ilgi duyabiliyorsun. Önüme bu düşünce çok hoşuma gitti. Çok bilinmiyor popüler müzik listesinde görünce de şaşırdım. Herkesin farklı hissedebileceği bir şarkı. Ben böyle hissettim. Geçen sene Ağustos’ta sözlerini yazdığımda Ekim-Kasım gibi yayınlamayı düşünmüştüm fakat aranjmanı ile ilgili sıkıntı olduğunda yılbaşına kaldı. Sonra yangınlar depremler ortalık çok karışıktı. Kimsenin keyfi yoktu, şarkı paylaşmak isteyenler linçleniyordu. Ben de kalakalmıştım, klip çekip paylaşmayı bekliyordum. Birileri daha bu şarkıyla bir şeyler yapmış. Ben de elimdekileri bekletmeye gerek yok diyerek klibi hemen çektik. Klipteki karavan da benim bu arada.” açıklamalarını yaptı.
Ünlü sanatçı Karadeniz müzikleriyle özdeşleşmesi hakkında ise “Bunun sebebi Gülbeyaz dizisi. İlk Karadeniz dizisiydi, orada şarkı söyledim. Profesyonel şarkı söylemiyordum. Dizide söylediğimiz ‘Ben Seni Sevdiğimi’ ve ‘Koy Verdin Gittin’ şarkıları Kazım’ın da erken kaybıyla daha çok anlam kazandı. İlk albümümü Karadeniz şarkılarıyla yapmak istemedim alaturka yaptım. Aslında zeminimi alaturka üzerinden kurmak istiyordum aslında çünkü ilk gençlik yıllarımda çok farklı tarzda müzik dinlediğim oldu alaturka caz klasik arabesk dinlediğim dönemler oldu. Müzik farklı versiyonlarıyla ilgimi çeken ve keşfetme arzusu yaratan bir şey olduğu için bir süre de alaturkaya yer verdim. ‘Ben Karadenizli değilim ya çok ayıp olur bir yeri yakaladık sırtımızı yaslamayalım’ diye etik bulmadığım için alaturkadan başladım. İlk albümüm olan Sek albümünü yaptık.” ifadelerini kullandı.
2 tarafım var diyen Sam, “1 tanesi görev insanı olmam. O da deadline ile çalışıyor. Bana tarih ver o tarihte bitecek. Bir tarafım da kafamda patlamış bir fikri sonlandırana kadar kendimi tutamıyor olmam. Gereksiz ve aşırı mükemmeliyetçiliği geçmişte bıraktım. Bir şeyin olması gereken hali mükemmeliyetçilik değil, onun öyle olması gerekiyor. Türkiye’de hayal ettiğin, olmasını istediğin şeyi mükemmeliyetçilik sanıyorlar. Yapılmışı bir daha yapmanın bir anlamı yok benim için. Hiç kimsenin aklına gelmeyen bir şeyi keşfedebiliyor muyum keşfedemiyor muyum o esas eğlenceli benim için.” dedi.
Yasak Elma’da oynadığı Ender karakterini de değerlendiren Sam, “Ender karakterinin güçlülüğü insanlar tarafından da sevildi. Hiç yapmasaydım dediğim hiçbir proje olmadı. Tadını çıkaramadan yarım kalan Müzeyyen müzikali vardı. Etrafındaki art niyetli ve iş bilmez insanlardan projenin ilerleyememesi en büyük hayal kırıklığımdı ama kariyerimde keşke yapmasaydım dediğim bir şey olmadı.” diye konuştu.Son albümü hakkında “Her şeyiyle tek başıma yaptığım en merak ettiğin sesleri aradığım içime gerçekten sinmiş tek albüm.” ifadelerini kullanan ünlü sanatçı, “Bazı kayıtlarımı dinlemekten hoşlanmıyorum. Şarkıyı söylemek o sesi çıkarmaktan ibaret değil. Artık 52 yaşındayım. Şarkı söylemeyi daha yeni öğrenebildim diyebiliyorum. Bunun farkına vardım. Rock’ı severiz, rock şarkılarını alaturka formatta denediğim bir albüm oldu. Risk olarak görmüyorum, hiç o açıdan bakmıyorum. Ben bu alışkanlığı ortadan kaldırıyorum. Şimdi bunu dinleyeceksiniz diyorum. Disleksi olduğumdan ben de başarısız bir eğitim hayatından geçtim. Dikkat dağınıklığı ve hiperaktiviteden dolayı ama bu insanın yaratıcı tarafını da tetikleyen bir şey aslında.” dedi.
Ünlü sanatçı sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ben geçen yıl Harbiye de 30. yılımı kutladım geçmişi temize çekmeye karar verdiğimde en çok dinlenen şarkılarıma baktığımda birinci sırada Ander Sevdaluk vardı. İkinci sırada ise Nar Tanem vardı. Naninom albümünde Uyusun da Büyüsün ninnisi hikayesi aslında şöyle: 2016’da benden bir çocuk şarkısı istediler. Altı şarkı yaptım tüm resimlerini ben çizdim. Dört de öykü yazdım. Çocuklara hediye olsun diye. İki sene önce plağını bastık. Bana yaşımı soruyorlar bu dünyada 52 yıldır varım ama bir tarafım 6 bir tarafım 8 yaşında. Dinleyicide ve çocuklarda bir karşılığını görmek çok hoşuma gitti. Çocukların oynayarak onları yorulup sakinleştirici şarkılarla uyuması duygusuyla albümü hazırladım. Uyurken de sarılacakları bir bebekleri olmasını istedim. İçerisinde de albümün en sakinleştirici iki şarkısı var.”