Theme editor

Yeni Çocuk yıldızların dünü bugünü

DuRuDuRu doğrulanmış üyedir.

Yönetici
Admin
Grafiker
Katılım
29 Şub 2024
Mesajlar
7,817
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Thread owner
68d6f7972e00da8e9122de6b.jpg

ALİ EYÜBOĞLU - Yönetmenliğini 80’li yılların çocuk yıldızı Burak Gülgen’in, yapımcılığını oyuncu ve yönetmen Gökhan Mumcu’nun üstlendiği belgesele konuk olanlar henüz çocuk yaşta rol aldıkları filmlerle ünlenen oyuncular Parla Şenol, Nilgün Kasapbaşoğlu, Kahraman Kıral, Gülşah Alkoçlar ve Mine Çayıroğlu… Bir zamanlar Yeşilçam’ın çocuk yıldızı olan ünlülerin, oyunculuk serüveni ve sonrasında yaşadıklarının iyi ve kötü yönlerini anlattıkları belgeselden, film ve dizilerde çocuklarını oynatan ailelerin alacağı çok ders var. Uzman psikolog, hukukçu ve bir oyun koçunun yanı sıra sinema eleştirmeni, yazar Burçak Evren’in çocuk yıldızlara dair görüşlerini anlattığı belgeselin öyküsünü öğrenmek için “Çocuk Yıldızlar”ın yaratıcılarıyla konuştum ve ortaya film anılarımızı tazeleyen bir söyleşi çıktı. Memduh Ün’ün yönettiği Zeynep Değirmencioğlu’nun oynadığı 1960 yapımı “Ayşecik” filminin büyük gişe başarısından sonra Yeşilçam’da başlayan çocuk oyuncu ve çocuk yıldız furyası birçok yeni ismi üne kavuşturdu. Yeşilçam’ın merhum çocuk yıldızları Halit Akçatepe, Ömer Dönmez, Tuncay Akça ve Ayşe Mat’ın saygıyla anıldığı belgesel sayesinde Nilgün Kasapbaşoğlu’nun kız ve erkek çocuk yıldızlar olmak üzere tüm çocuk oyuncuları seslendirdiğini öğrendim.

68d6f62e2e00da8e9122de59.jpg


Setlerde gördüklerim bana “Çocuk Yıldızlar”ı çektirdi

- Türk sinemasındaki çocuk yıldızlar olgusunu belgesel yapma fikri nasıl doğdu?

Yönetmenliğe başladıktan sonra birkaç projede çocuk oyuncularla çalışma fırsatım oldu. O dönem hem ön hazırlık aşamasında hem de çekim zamanı set ortamında özellikle çocuk oyuncuların annelerinin ajans ajans çocuklarını gezdirip şöhret yapma çabaları ya da set ortamında çocuğu ile umursamaz tavırlarını görmek canımı sıktı. 2013 sonu TRT için yaptığım “Yeşilçam’ın Kötü Adamları” adlı belgeselden sonra bu konuya da hassasiyetle eğilmem gerektiğine karar verdim.

- Belgeselle amacınız neydi?

Öncelikle çocuk yıldız olmanın dışardan da öyle pek tatlı, şirin bir şey olmadığını insanlara anlatmak. Çocuk yıldız olarak şöhret olup, sonradan hayatları alt üst olan çok fazla örnek var. Bu meselenin iyi ve kötü tarafını tarafsız bir şekilde anlatmak ve bu konuda hem sektör çalışanları hem de aileler açısından farkındalık yaratmak en önemli amaçtı.

68d6f7222e00da8e9122de60.jpg


- Bugün olsa çocuk oyunculuk yapar mısınız sorusuna hem “Evet, hem hayır” yanıtını veren aileden sinemacı Burak Gülgen belgeselde “çocuğumun değil oyuncu olmasını, sinemanın önünden bile geçmesini istemem” demesinin sebeplerini anlatır mısınız?

Artık sadece belirli isimlerin para kazandığı, belirli isimlerin daimi olarak iş yaptığı bir gerçek var. Bunu göz ardı edemeyiz. Yeteneğinizin, eğitiminizin, tecrübenizin bile işe yaramadığı bir yerlerde iş yapmak için ekstra efor harcamanız gerekiyor. Bu da insanı hem psikolojik, hem de fiziksel olarak yoran bir durum. Açıkçası bu şartlarda çocuğumun bu işe bulaşmasını korumacı bir içgüdüyle sıkıntı yaşamasını bir ebeveyn olarak istemem.

“6 yılda 11 filmde oynadım”

- Çocuk oyuncu olarak hangi yılda kamera karşısına geçtiniz, hangi filmlerde oynadınız ve ne zaman “buraya kadar” dediniz? Oyunculuğu siz mi bıraktınız yoksa sinema mı sizi unuttu?

Kamera karşısına ilk kez 1983’te babamın yönettiği “Bedel” adlı filmle geçtim. Daha sonra Ferdi Tayfur ile “Yıldızlar da Kayar” adlı film ile geniş kitleler tarafından tanındım. Ferdi Tayfur ile “Utanıyorum”, “Ah Bir Çocuk Olsaydım” adlı filmlerde, aynı zamanda dayım olan Cüneyt Arkın ile “Kanca”, “Bırakın Yaşasınlar”, Adile Naşit- Münir Özkul ile “Kuzucuklarım” ve başka filmlerde daha oynadım. 1983-1989 arası çocuk yıldız olarak 11 filmde oynadım. 1990’lara geldiğimizde sinemada üretimin neredeyse sıfıra indiği dönemde eğitime ağırlık verdim. 22 yaşındayken uluslararası birçok festivalde ödül alan Alman yapımı “Karamuk” adlı filmde rol aldım. Üniversite zamanı “Marziye”, “Derman Bey” gibi dizilerde oynadım. Öğrenciyken kısa filmler çekmeye başlamıştım. Bundan dolayı kamera arkası daha cazip geldiği için oyunculuğu bırakıp asistanlık yapmaya başladım.

- 50 yıl önceki çocuk oyuncularla bugün dizilerde oynayan çocuklar arasında çalışma şartları ve kazançları arasındaki farklar neler?

50 yıl önce karavan yoktu, şimdi neredeyse her oyuncunu sette kendi karavanı var. Bugün setlerde çocuk oyuncuların her an yanında olan oyuncu koçları var. Bugün setlerde biraz daha dikkat edilmeye çalışılsa da arada gözden kaçan bazı tatsız durumlar yaşanabiliyor. Maddi olarak bakarsak bugün tabii ki kazanç daha fazla. 50 yıl önce sinemacı çocukları ağırlıklı olarak filmlerde oynamış olsalar da hâliyle ‘aile’ işi olduğu için bedavaya oyunculuk yaptılar diyebiliriz.

“İlk filmim dayım Cüneyt Arkın’laydı”

- Ünlülerle kamera karşısına geçip onların çocuğunu oynamak gerçek hayatta sizi ne denli etkiledi?

İki filmim aynı zamanda dayım olan Cüneyt Arkın ile. Dayımla karşılıklı oynadığım film sanırım en rahatıydı. Ferdi Tayfur, Gökhan Güney ve Faruk Tınaz’la oynadığımda da zorlanmadım. Özellikle Ferdi Abi ile film çekimleri dışında da görüştüğümüzden benim için gayet kolay ve rahat geçti diyebilirim o süreç.

- Çocuk yıldızların teklif gelmeyince olumsuz etkilenmemesi için neler yapılmalı?

Çocuk yaşta oyunculuk yapan çocukların kazançları ile ilgili kanuni düzenlemelerin yapılması elzem. Çocuğun adına bir hesap açılmalı ve oynadığı dizi veya filmden kazandığı para o hesaba yatmalı. Aile paranın bir kısmına çocuğun eğitimi ya da sağlığı söz konusu olursa dokunabilmeli. Çocuk 18 yaşına geldiğinde kendi insiyatifine geçmeli. Telif hakları ayrıca konuşulmalı. Maalesef hâlâ tam teşekküllü bir kanun yürürlüğe girmedi.

- Belgeselde konuşan psikolog ve çocuk oyuncu koçu, çocukları kamera karşısına itenlerin aileleri olduğunu söylüyor. Sizin tespitiniz de bu yönde mi?

Hiçbir çocuk bir sabah ben oyuncu olacağım diye kalkmaz. Yüzde 99’u ailelerin yönlendirmesi ile olur. Çünkü çocuk kendi kararlarını kendi verebilecek bir düzeyde olmaz o yaşlarda. O yüzden evet ailelerin yönlendirmesi sonucu diyebiliriz.

68d6f67d2e00da8e9122de5c.jpg


Gökhan Mumcu: “Setlerde çocuk istihdamı hassas olduğum bir konu”

- Projeye nasıl dahil oldunuz?

Projeyi Burak’la tanıştığımız gün itibarıyla biliyordum fakat o dönem herhangi yapım projesini üstlenmediğim için dahil olmamıştım. Zamanla şartlar el verip kendi projelerimi yapmaya başlayınca farklı projelere de destek olmaya başladım. Proje için beklediğimiz yerlerden destek alamayınca tamamının yapım bütçesini ve tüm prodüksiyon aşamalarına üstlenerek dahil olmuş oldum.

- “Çocuk Yıldızlar” projesinin nesi sizi çekti?

Oyuncu olarak dahil olduğum projelerde set koşulları ve imkânları konusunda istediğim bir durum olmadı. Genelde söylenen veya vaat edilen olanakların yüzde 50’si sağlanıyor ise çok da dert ettiğim söylenemez. Ama bir konu var , sesimi yükseltmek zorunda kaldığım, o da setlerde çocuk istihdamında şahit olduklarım. Setlerde herhangi bir konuda sesinizi yükseltirseniz sorunlu oyuncu sınıfına girersiniz. Bu hangi konuda olursa olsun kabul edilemez. Tabii ki projenin sahibine hak veriyorum. Fakat bu çocuk istihdamının suistimal edebileceği anlamına gelmez. Bu konudaki hassasiyetim herkes tarafından bilinir. Fakat bu konuda sadece setlerde anlık durumu kurtarmanın mümkün olmadığının da farkındayım. İşte tam bu sırada Burak’ın projesi hızır gibi yetişti diyebilirim. Ben de bir farkındalık projesi yapma şansı buldum. İyi ki de yapmışım. Bugün baktığımda, bir çocuk oyuncunun bile ailesine ulaşıp, o çocuğun maruz kaldığı durumları önleyebilirsek ne mutlu bana.

“Belgeselde çocuk oyuncu ailelerine ciddi mesajlar var”

- Burak Gülgen’in yolun başında size anlattıklarıyla sonuç arasında ne gibi farklar oldu?

Projenin ilk hâli biraz daha farklıydı. Burak’la yaptığımız uzun toplantılar sonucunda, Oyuncular Sendikası’nın da konuya dahil olması kararını aldık. Bu kararla projenin tüm akışı değişmiş oldu.

Konu Yeşilçam’ın star çocukları olmaktan çıkıp, günümüz çocuk oyuncuların hem setlerdeki sorunlarını hem de aile içi sorunlarını ele almış olduk. Sonuca geldiğimizde farkındalığı yüksek, hem sektöre hem de özellikle çocuk oyuncu ailelerine ciddi mesajlar içeren bir proje oldu.

- Belgeselde konuşan çocuk yıldızları dinledikten sonra bir oyuncu ve yönetmen olarak neler düşündünüz?

Belgeselin aynı zamanda görüntü yönetmenliğini de yaptığım için, tüm röportajlarda çıkacak sonucu görmeye başladım. 27 yıllık oyuncu olarak setlerde şahit olduğum yüzlerce probleme aslında Yeşilçam’ın yıldız çocuklarının da maruz kaldığını görmüş oldum. Bunların hepsinin düzenlenmesinin mümkün olduğunu daha çok anlamış oldum.

- Bir baba olarak çocuğunuzun oyuncu olmasına nasıl bakarsınız?

Kendini ifade edemediği çok küçük yaşlarda benimle oynaması için gelen teklife hiç düşünmeden hayır cevabını vermiştim. Bu kararı verirken sektörün çocuk istihdamı konusundaki yetersizliği benim için kıstas oldu. Şu anda kızımın böyle bir isteği yok. Ben de ona yönlendirme yapmadım. Tabii kendisi böyle bir talepte bulunsaydı veya yeteneği olduğu için dahil olmak isteseydi onun tüm haklarını gözeterek en iyi şekilde eğitimini alarak tüm maddi haklarının kendinde saklı kalmasını sağlayarak elimden gelen doğru planlamayı yapabilirdim.

“Kahraman Kıral’ın sözleri ders niteliğinde”

- Belgesel için kamera karşısına geçenlerden hangilerinin açıklamaları sizde derin izler bıraktı ve bunlar neler oldu?

Aslında her katılımcının söylediği sözün çok büyük anlamı var. Ama özellikle en çok etkileyen Kahraman Kıral. Beş yıllık oyunculuk kariyerinde yaşadıkları ders niteliğinde diyebilirim. Bir çocuğun yarınlarda büyüdüğünde oynadığı karakterlerin çocuk üzerindeki etkilerini çok yalın bir dille anlattı.

- 50 yıl önceki sinema şartlarıyla bugünkü dizilerdeki çocuk oyuncular arasında olumlu ya da olumsuz gelişmeler neler?

50 yıl öncesi ve günümüz arasında tabii ki çok fark var. Fakat temeldeki sorun hep aynı, eğitimsiz aile. Çocuk kendi haklarını koruyamaz. Hem sektöre hem de kendi ailesine karşı bunu yapması mümkün değil. 50 yıl önce de böyleydi, bugün de böyle. Özellikle yardımcı karakter olarak konumlanan çocuk oyuncuların aileleri, farkında olmadan veya farkında çocuklarını mağdur edebiliyorlar.

- Ege Üniversitesi’nde Restorasyon, Anadolu Üniversitesi’nde Kamu Yönetimi okuyan Gökhan Mumcu meslek olarak niye oyunculuğu seçti?

Üniversite sonrası müzede geçici dönem çalıştığımda mutlu olamayacağımı anladım. Kamera karşısına ilk geçtiğimde Haluk Bilginer‘le karşılıklı oynama şansı buldum. Bugün oyuncu, yönetmen ve yapımcı olarak birçok proje ile mesleğime devam ediyorum.
 
icon
icon
 
Geri
Üst Alt